İğneada gezimizin dönüşünde, hep duyduğumuz ama bir türlü fırsatını bulamadığımız Dupnisa Mağarası’na uğradık. Yolu epey virajlı, inişli çıkışlı ve bozuk bir yol. Mağaraya geldiğinizde dumur oluyorsunuz, zira yöre halkı mağaraya ait yeşil alanda ve dere kenarında cümbür cemaat piknik yapıyordu. Bu şoku atlattıktan sonra mağaraya girdik ve buz gibi bir havayla karşılaştık. Aslında gezi öncesinde yaptığım araştırmada mutlaka fener ve hırka alınması tavsiyesini görmüştüm, ancak İpek biraz huysuzluk edince ikisini de almadan mağaraya girmiş bulunduk.
Mağaranin küçük bir alanı ziyarete açık, ve sürekli yükseliyor, ışıklandırma ve merdivenlerle yöre turizme açılmış. Ancak bu kadar ışıklandırma mağaradaki yarasaları rahatsız edip buradan kaçmalarına sebep olmuş.
Sürekli merdiven çıkarak yaklaşık 150 metre yükseliyorsunuz, merdivenlerin sonu sizi yemyeşil bir zirveye çıkarıyor, yeşillik dışında hiçbir şey yok, suyunuzu kendiniz götürmeniz gerekiyor. Ben bütün o merdivenleri İpek kucağımda çıktığım için açıkçası en tepede suyu arar olmuştum.
Fenerimi almadığıma çok pişman oldum, çünkü mağara ışıklandırmaları her yerde mevcut değil, karanlık yerlerde ne olduğunu insan gerçekten merak ediyor. Fener ve hırka unutmamanızı tavsiye ederim.
Bölgede konaklamadığımız için fazla bilgi yazamıyorum.
Koordinatlar: 41.840700, 27.555633 Google Map Yandex map
Telefon/3G: Mağara girişinde telefon çekiyor, internet zayıf. Zirvede ikisi de çekmiyor.
Dupnisa güzel bir yer, hatta bence Türkiye’nin en güzel ilk 5 mağarası arasında. İyi gezmeler
size de iyi gezmeler